Ruhsal Astroloji: Ruhunuzun Amacı

Herkes dünyaya neden geldiğini merak eder. Neden buradayım, burada ne işim var, amacım ne?… ruhunuzun amacı ne? Ruhumuz nereden nereye evrilmek için bu dünyada maddeleşti? Bilimin bugüne kadar birçok şeye cevabı bulunmaktadır. Burada bizim sorguladığımız ise hissedişlerin ardında yatan henüz keşfedilmemiş gerçeklerdir. Bilim çok önemlidir ancak çoğu analitik insanın bilimin henüz gelmediği noktayı safsata olarak kabul etme eğilimi vardır. Bu bakış açısının sınırlı olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bilimin bize söylediği de zaten insanın evreni algısının sınırlı olduğudur, sınırlı frekansta duyar ve görürüz, algımız sınırlıdır, neticede sınırlı varlıklarız. Bilinen gerçek, sınırlarımızın olduğudur peki soruyorum: biz her şeyi sınırlı algılıyoruz diye gerçek bu olabilir mi? Ancak sayısal verilere dayanmayan bir şey var ki, o da hissedişlerimiz… ruhsal varlıklar olduğumuzu hissediyoruz. Ruhsal astroloji burada devreye giriyor. Ruhsal astroloji size, astroloji ilminin sayısal verileriyle ruhsal hissedişlerimizin şifresini çözmenin yollarını göstererek, ruhunuzun amacı hakkında bilgi verir.

Fizik kanunlarının geçerli olduğu dünyamızda bizim algılarımız dışında gerçekleşen fizik ötesi olaylar da var. Bugün bilim kurgu denen yarın gerçek olabiliyor. Yalnız burda farkedilmesi gereken unsur, bugün fizikötesi olarak algılananın aslında fiziğin kendisi olduğudur. Şöyle ki evet bilim ilerliyor, bilimin bir zincir olduğunu düşünün şimdi. İlk çağlardan beri dünyaya gelmiş her bu konuyla ilgili insan bu zincire bir halka eklemektedir. Bilim öncekilerin çalışmalarını geliştirerek ilerler. Her insan bir amaç için varolmuştur. Her tip insana ihtiyaç vardır bu dünyada. Buradan yola çıkarsak, bu dünyada kesinlikle ileri görüşlü algısı yüksek insanlara da ihtiyaç vardır. Aslında bu şekilde düşünülebilindiğinde tartışmaların, kavgaların bir anlamı yoktur. Bütünün birliğine saygı duyulmalıdır. Düşünün ki sadece hayalperest olmayan, fizikötesini gerçekleştirmeyi düşünmeyen metaryelist insanlar olsaydı hiç bir ilerleme kaydedilemezdi.

İnsan gözü yedi renk tayfına duyarlı ama bu değildir ki farklı titreşimler yok… Evren koskoca bir potansiyeller evidir, bugün henüz keşfetmediğimiz bir gücün var olmadığını söylememiz basit kaçar. Evet çoğunukta insan beş duyu organıyla algılayamadığı şeylere inanmama eğilimindedir, solucanın ise iki duyu organı vardır. Solucan göremez. Peki soruyorum solucan göremediği için bu gezegende insanlar yok mudur? Peki biz insanlar bugün zaman yolculuğu yapamadık diye öyle birşey olamaz diyebilir miyiz? Peki biz insanlar atomun farkında değilken atom yok muydu? Peki elektronlar? Düşünülmesi gerekenler bunlardır bana göre…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Shopping Cart
Scroll to Top